kira tespit davası devam ederken tahliye
FakatÎİK, istisnaî olarak, bazı sebeplerin varlığı halinde, ilk önce mahkemede tahliye davası açmadan, kiraya verenin, doğruca icra dairesine başvurarak, kiralanan taşınmazın tahliyesini isteyebileceğini kabul etmiştir (ilamsız icra; m.269 vd)2. Bu da iki halde mümkündür: 1) Kira bedelinin ödenmemesi halinde ; 2) kira
Bundan sonra İcra Mahkemesi’nde ikame edilecek “temerrüt nedeniyle tahliye davası” açmak gerekecektir. Hemen, belirtmek gerekir ki bu dava bir tespit davasıdır ancak eda hükmünü de kapsar. Yani mahkeme sadece bu davada temerrüt nedeniyle tahliye şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini inceleyecektir.
Davalıvekili, davacıların murisi, İ. B., İ. B. ve H. B.’a vekaleten Y. C. ile davalı-şirket arasında 20.10.2000 tarihinde 20.10.2000 başlangıç tarihli 25 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, kira akdi devam ederken davalının, kiralayanlardan H. B.'ın 1/3 hissesinin 2005 yılı başında satın alındığını
Konut piyasasında azalan arz ve enflasyonun üstünde artan kira fiyatları, mahkemelerde kiracı- ev sahipleri davalarında patlamalara neden oldu. Dünya'dan Leyla İlhan'ın haberine göre, Sulh ve icra hukuk mahkemelerinde görülen kira tespit ve kira tahliye davalarının, toplam dava sayısına oranının bir yılda yüzde 10’lardan
Özetle ev sahipleri isteklerine göre "kiralar çok arttı" diye kiracılarını tahliye edemezler. Bunun için haklı sebepleri olması gerekiyor. Bu sebeplerin başında kira borcunu ödemediği için düşürülmesi ve sonrasında tahliye davası açılması gelir. Kiracıya noterden kira borcunu ödemesi için ihtar gönderilip, 30 gün
nama nama habib di indonesia beserta fotonya. Tahliye kararına rağmen kiracı evi boşaltmazsa ne olur?Tahliye kararına rağmen kiracı evi boşaltmaması halinde, mahkemenin gerekçeli kararı gereği icraya konularak hemen tahliye tahliye kararını temyiz ederse, belirli bir bedeli depo etmek şartıyla, temyiz mahkemesinin vereceği karara kadar tahliyenin uygulanması tahliye kararı nasıl uygulanır?Tahliye kararına rağmen, teminatın yatırılmaması halinde mal sahibi, icra memuru ile, kiraya konu olan yerin tahliye edilmesini sağlayabiliyor. Bu şekilde yapılacak tahliye işleminde polisin de yardımı alınarak kiracıya ait olan mallar, kiralanan gayrimenkulün dışına orada bulunmaması halinde, mallar yediemin olarak bir depoya teslim Seren...
Kiracı kiralananı dilediği tarihte 1 yıl için kiraladığı bir kiralananı 3 ay sonra tahliye ederek anahtarın apartman yöneticisine bırakarak ve üstü kapalı işyeri kiralarında Kira dönemi bitmeden 15 gün öncesinde kiraya vereni haberdar etmek suretiyle kiralananı kiralananı sözleşme süresinin sona ermesinden önce kiraya verene iade etmesi hali öğreti ve uygulamada erken tahliye olarak tahliye etmenin bazı sonuçları vardır. Bu sonuçlar Türk Borçlar Kanunun 325. Maddesinde vazedilmiştir. Türk Borçlar Kanunu Madde 325- “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması halinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona veren, yapmaktan kurtulduğu giderler ile kiralananı başka biçimde kullanmakla elde ettiği veya elde etmekten kasten kaçındığı yararları kira bedelinden indirmekle yükümlüdür.”Kiracı erken tahliye halinde kira dönemi sonuna kadar kira bedelinden sorumlu olduğu halde Türk Borçlar Kanunu bu sorumluluğu kiracı lehine sınırlandırmış ve bu durumda 2 ihtimal kirayı aynı koşullarla devralmaya hazır ve kiraya veren tarafından kiracı olarak kabul edilmesinin reddi haklı kabul edilemeyecek bir kiracı bulduğu takdirde dönem sonuna kadar olan kira borcunu ödemekten kurtulur. Örneğin kuruyemişçi olarak işletilen bir dükkanı kiracı artık işletmek istememekte ve yerine aynı koşullarla başka bir kiracı bulmuş ise öncelikle kiracı yönünden durum incelenir. Kiracı adayı çevresinde mafya olarak bilinen makbul olmayan bir kişi olabilir yahut borca batık yani kirayı ödeme gücü şüpheli biri ise kiraya verenin bu yeni kiracıyı kabul etmesi kendisinden beklenemez. Yine kiracı mevcut kullanımı değiştirecek ise örneğin kuruyemişçi olarak işletilen dükkanı masaj salonu olarak işletmeyi düşünüyorsa bu takdirde kiraya verenin bu yeni kiracının kira aktini devralmasını kabul etme mecburiyeti madde ayrıca süre bakımından da kiracıyı koruyan bir sınırlandırma sorumluluğu kiralananın aynı koşullarla kiraya verilebileceği süre ile sınırlı olarak devam Hamamyolunda olan bir dükkan aylık kira bedeli ile kiraya verilmiş dükkan aynı kira bedeli ile yeni bir kiracıya yaklaşık 1 ay süre içinde kiraya verilebilir diyor isek bu takdirde kiracı 1 ay süre ile kiradan sorumlu olacak 3 aylık süre içinde kiraya verilebilir deniyor ise bu takdirde 3 aylık süre için kiradan sorumlu Hukuk Dairesi2017/1898 E 2017/3140 Tarihli emsal bir kararında “Sözleşmeye bağlılık ahde vefa ilkesi gereği taraflar sözleşme hüküm ve koşullarına uygun davranmak durumundadır. Haklı neden olmadıkça ve usulüne uygun feshedilmedikçe kiracı, sözleşme süresi ile bağlı olup sözleşmenin süresinden önce ve haksız olarak feshi durumunda kiralayanın bundan kaynaklanan zararını gidermekle süre bitiminden itibaren en geç bir ay önce kiraya verene yazılı olarak bilgi vermek suretiyle sözleşmenin kiracı tarafından sona erdirilebileceği kararlaştırılmış olup kiracının bu ihbar şartına uymadan ve sözleşme süresi dolmadan sözleşmeyi feshederek, tarihinde taşınmazı tahliye etmiş olduğu anlaşılmaktadır. 325. maddesinde; "Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği taktirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulunması halinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer" düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda taşınmazın yeniden kiraya verilebileceği makul süre iki ay olarak belirlenmiş olup, kiracının belirlenen iki aylık makul süre tazminatından sorumlu olacağının kabulü gerekir. Bu kapsamda kiraya veren tarafından iki aylık kira alacağının depozito bedelinden tahsil edildiği anlaşılmakta olup; asıl davada davacı-kiracının depozito iadesi talebinin haklı olmadığı, birleşen davanın da davacı-kiraya verenin alacağının depozito bedelinden tahsil edildiği gözetilerek her iki dava hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.”Diyerek erken tahliye halinde kiracının sorumluluğuna işaret ve huzurla kalın
Kira sözleşmesi yapıldıktan sonra çeşitli nedenlerle kiracının tahliyesi davası açma gereksinimi doğabilmektedir. Kiracının tahliyesi için Kanun’da birçok hal düzenlenmiş olup kiranın ödenmemesi veya mal sahibinin ihtiyacı gibi birçok sebeple kiracıyı çıkarmak için mahkemede gerekçe gösterilebilir. Bu yazımızda aşağıda verilen başlıklar dâhilinde kiracının hangi hallerde nasıl tahliye edilebileceği anlatılacaktır. Yeni malikin gereksinimiMalikin gereksinimiİnşa ve imar sebebiyleTahliye taahhütnamesiKiracının ölümüÖzenle kullanma ve komşulara saygı göstermeAlt kira ve kullanım hakkının devriKira ilişkisinin devriÖnemli sebeplerKiracının iflasıKira sözleşmesi on yıl uzadıktan sonra tahliye davası açılmasıKiracının temerrüdü kira borcunun ödenmemesi Kiracının Kirayı Ödememesi Sebebiyle Tahliyesi Kiracının kira ödemede gecikmesi en sık karşılaşılan tahliye sebeplerinden biridir. Kira borcunun ödenmemesi durumunda kiracıyı tahliye etmenin iki farklı yolu vardır Gecikmeden ötürü iki haklı ihtarTahliye talepli icra takibi İsimleri itibariyle farklı şekilde adlandırılsa dahi bu iki yöntem de kira borcunun ödenmemesi durumlarında uygulama alanı bulmaktadır. İki haklı ihtar Hukukumuzda Kiracı bir kira yılı içerisinde iki defa kira borcunu ödemezse Kiracıya karşı tahliye davası açılabilmektedir. Ancak tahliye davasını açmadan önce ödenmeyen her ay için kiracıya ayrı ayrı ihtar gönderilmesi gerekmektedir. Bu dava kira senesi dolduktan sonraki 1 ay içerisinde açılmalıdır. Dikkat Bu ihtarın yazılı şekilde yapılmış olması gerekmektedir. Ayrıca icra takibi başlatmak da hukuken ihtar sayılır. Kiracıya bir sene içerisinde iki adet ihtar gönderdikten sonra kiracı kira borcunu ödese bile tahliye davası açmakta bir engel bulunmamaktadır. Ancak 1 aylık süre içerisinde dava açılmazsa kiracıyı tahliye etme imkânı ortadan kalkmaktadır. başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin Mayıs kirasını ödemeyen kiracıya bir ihtar gönderilmiş, ardından Kasım ayı kirası ödenmeyince Kasım ayı kirası için de ayrı bir icra takibi başlatılmış olsun. Bu durumda Kiracı kendisine ihtar gönderildikten sonra kira borcunu ödemiş olsa dahi, tarihinden itibaren bir ay içerisinde tahliye davası açılabilmektedir. Bu noktada kira sözleşmesinin süresinin belirlenmesi tahliye davasının açılacağı zaman bakımından büyük önem taşımaktadır. Uygulamada kira sözleşmeleri çoğunlukla yazılı şekilde yapıldığı için sözleşme süresinin tespiti oldukça kolaydır. Sözlü şekilde yapılan kira sözleşmelerinde ise bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık yaşanacağı açıktır. Bu bakımdan kira sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ileride yaşanabilecek uyuşmazlıklar bakımından daha faydalı olacaktır. Tahliye Talepli İcra Takibi İcradan Sonra Borcun 30 Gün İçinde Ödenmemesi Bir aylık kira borcunu ödemeyen kiracı hakkında tahliye talepli icra takibi başlatılabilmektedir. Bu durumda icra müdürlüğü tarafından kiracıya bir ödeme emri gönderilmekte, ödeme emrinde borcun 30 gün içerisinde ödenmesi gerektiği bildirilmektedir. Kiracı ödeme emrini aldıktan sonra 7 gün içerisinde bu takibe itiraz edebilmektedir. Eğer 7 günlük süre içerisinde itiraz edilmezse Kiraya Veren kiracıya karşı haciz imkânını kullanabilecektir. Kiracının itiraz ettiği durumda ise 6 ay içinde İcra mahkemelerinde itirazın kaldırılması ve tahliye davası açılması gerekmektedir. tarihinde muaccel olan Mart ayı kirasını ödemeyen kiracıya tarihinde ödeme emri gönderilmiştir. Kiracı en geç tarihine kadar icra takibine itiraz ettiğinde icra takibi durdurulmaktadır. Bu durumda en geç tarihine kadar kiracıya itirazın kaldırılması ve tahliye davasının açılması gerekmektedir. Bu yöntemin avantajlı yanı; tahliye davası kazanıldığında icra takibine devam ederek kiracının malvarlığına haciz koyulabilmekte ve kiracı tahliye edilebilmektedir. Dolayısıyla Kiraya Veren’in alacağına kavuşması noktasında en hızlı yöntemin tahliye talepli icra takibi başlatmak olduğunu söylemek mümkündür. Kiracı icra takibine itiraz etsin ya da etmesin 30 gün içerisinde kira borcunu ödediği takdirde kendisini tahliye etme imkânı kalmayacaktır. Ancak bu noktada da icra takibi başlatılmış olması sebebiyle taşınmaz sahibi kira alacağını faiziyle birlikte tahsil etmiş olmaktadır. Yeni Malikin Gereksinimi Bilindiği üzere konut veya işyeri maliki bulunan kişiler, gayrimenkulü kiraya vermiş olsalar bile söz konusu taşınmaz satış veya başka bir işlem neticesinde el değiştirebilmektedir. Bu gibi durumlarda çoğu zaman taşınmazın yeni sahibi olan kişi kiracıyı tahliye ederek evi ya da işyerini bizzat kullanmak istemektedir. Yeni malik dediğimiz bu kişi yalnızca kendi ihtiyaçları için değil; eşi, altsoyu, üstsoyu veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kullanma ihtiyacı bulunduğu hallerde de kiracıya karşı tahliye davası açabilmektedir. Yeni malikin ihtiyaç sebebiyle kiracıya tahliye davası açabilmesi için belirli şartlara uyması gerekmektedirYeni malikin gayrimenkulü edinme tarihinden itibaren 1 ay içerisinde kiracıya bu durumu ihtar etmesi gerekmektedir. Kiracı bu ihtarı almasına rağmen gayrimenkulden çıkmadığı takdirde altı ay sonra kiracıya karşı tahliye davası açılabilmektedir. başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraya verilen taşınmazı tarihinde satış yoluyla devralan yeni malik tarihinde kiracıya ihtar göndermiştir. Bu ihtar kiracıya tarihinde ulaşmış ancak kiracı taşınmazdan çıkmamıştır. O halde en erken tarihinde kiracıya tahliye davası açılabilmektedir. Gayrimenkulün önceki sahibi ile kiracı arasında yapılan kira sözleşmenin sona ermesinin beklendiği bu yöntemde kiracıya ihtar gönderilmesi gerekmemektedir. Sözleşme sona erdikten sonra kiracı halen gayrimenkulden çıkmamışsa 1 ay içerisinde kiracıya tahliye davası açılabilmektedir. başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi tarihinde sona ermesine rağmen kiracı taşınmazı halen kullanmaktadır. O halde en erken tarihinden itibaren 1 ay içerisinde tahliye davası açılabilmektedir. Son olarak bu sebeple tahliye davası Mal Sahibi gerçekten taşınmaza ihtiyacı olduğunu mahkeme nezdinde ispat etmelidir. Mahkeme ilgili kişinin ve ailesinin maliki olduğu gayrimenkullerin tespitini yapmak suretiyle ihtiyacın samimi olup olmadığını değerlendirmektedir. Mal Sahibinin Gereksinimi Taşınmazın sahibi olan kişi gayrimenkulü bizzat kullanma ihtiyacı içerisinde bulunduğu takdirde kiracıya tahliye davası açabilmektedir. Bu durumda da taşınmazın sahibi olan kişi yalnızca kendi ihtiyaçları için değil; eşi, altsoyu, üstsoyu veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kullanma ihtiyacı bulunduğu hallerde kiracıyı tahliye edebilmektedir. Bu gibi hallerde açılacak olan dava kira sözleşmesi belirli bir süre için yapılmışsa o sürenin sonunda; kira sözleşmesinde herhangi bir süre belirlenmemiş ya da kira sözleşmesi kendiliğinden uzamışsa fesih bildirim süresine uyarak bir ay içerisinde açılabilir. Kendisi de kirada oturmakta olan taşınmaz sahibi kendi konut ihtiyacı sebebiyle başlangıç tarihli kira sözleşmesi yapmış olduğu kiracısına en erken tarihinden itibaren 1 ay içerisinde tahliye davası açabilmektedir. Tahliye Taahhütnamesi Kira sözleşmesi yapıldıktan sonra kiracı yazılı olarak belirli bir tarihte gayrimenkulden çıkma sözü verebilmektedir. Buna tahliye taahhütnamesi denilmektedir. Söz verilen tarih geldiği halde kiracı taşınmazdan çıkmasa bile kiracıyı tahliye etmek mümkündür. Bu iki şekilde yapılabilmektedir Tahliye davası talepli icra takibi başlatmak. Tahliye talepli icra takibi başlatma yolu genelde birikmiş kira borcunun bulunduğu hallerde tercih edilmektedir. Zira kiracı icra takibine itiraz ettiği takdirde itirazın kaldırılması ve tahliye davası açılabilmektedir. İcra takibine itirazın söz konusu olmadığı durumda ise icra takibi kesinleşmekte ve kiracıyı dava açmadan tahliye etmek mümkün olmaktadır. Bu gibi uyuşmazlıklarda en önemli sorun tahliye taahhütnamesinin geçerli şekilde yapılmış olması noktasında toplanmaktadır. Tahliye taahhütnamesinin geçerliliği için Kanunda aranan şartlar şunlardır Tahliye taahhüdü yazılı olmalı yani kiracı tarafından bizzat imzalanmış serbest iradesi ile yani herhangi bir baskı altında kalmaksızın tahliye sözü vermiş sözü verilen tarih en erken kira sözleşmesinin başlangıcından bir gün sonrası olmalıdır. başlangıç tarihli bir kira sözleşmesi yapılmışsa Kiracı en erken tarihinde taşınmazı tahliye etme sözü verebilmektedir. DİĞER TAHLİYE SEBEPLERİ İnşa ve İmar Sebebiyle Tahliye Taşınmaz kiraya verildikten sonra gayrimenkulde birtakım inşa faaliyetleri gerçekleştirme ihtiyacı gündeme gelebilmektedir. Taşınmaza yapılacak basit tadilatlar kiracı içerisinde dururken gerçekleştirilebilecekken bazı inşaat ve imar faaliyetlerinin kiracı taşınmazdan çıkmadan yapılması imkânsız olmaktadır. Bu durumda kiracıya önceden ihtarda bulunma gerekliliği yoktur. Bir önceki başlıkta açıkladığımız dava süreleri içerisinde kiracıya tahliye davası açılabilmektedir. Kiracının ölümü Kiracının ölmesi halinde kira sözleşmesi kendiliğinden sona ermemektedir. Kiracı ölse dahi kiracı ile aynı evde oturanlar veya kiracının ortakları kira sözleşmesinin tarafı olmaktadır. Böylece kira sözleşmesi bu kimselerle yapılmış gibi aynen devam etmektedir. Ancak kira sözleşmesine sonradan taraf olan kimseler sözleşmenin şartlarına uymak zorundadırlar. Yani ölen kiracı ile hangi şartlar üzerinde anlaşılmışsa sözleşme yine aynı şartlar çerçevesinde devam etmektedir. Yeni kiracılar sözleşmenin şartlarına uygun davranmadıkları takdirde bu kiracılara karşı tahliyesi davası açılabilmektedir. Özenle kullanma ve komşulara saygı gösterme Kiracı kiralamış olduğu taşınmaza bilerek ve isteyerek ağır bir zarar verirse kendisine hiçbir uyarıda bulunmaksızın kira sözleşmesi feshedilebilmektedir. Sözleşme feshedildikten sonra kiracı kendi rızasıyla taşınmazdan çıkmazsa eğer kiracıya karşı tahliye davası açılabilmektedir. Kiracı taşınmazı özenle kullanmak zorundadır. Taşınmazın özensiz kullanılması halinde kiracıya uyarı niteliğinde bir ihtar gönderilmektedir. Bu ihtarda en az otuz gün içerisinde söz konusu duruma son verilmesi ve -varsa eğer- gayrimenkulde oluşan hasarların giderilmesi istenmektedir. Kiracı kendisine tanınan bu süre içerisinde taşınmazı özensiz biçimde kullanmaya devam ederse kiracıya tahliye davası açılabilmektedir. Komşularını rahatsız edecek davranışlar sergileyen kiracının da tahliye edilmesi mümkündür. Kiracının davranışları çekilmez bir hale gelmişse eğer ihtar göndermeye bile gerek yoktur. Bu durumda sözleşme derhal feshedilebilmektedir. Ancak bunun dışındaki hallerde kiracıya davranışlarına son vermesi için en az otuz gün süre tanınmaktadır. Bu süre geçtikten sonra da rahatsız edici davranışlarını sürdürmeye devam eden kiracıya karşı tahliye davası açılabilmektedir. Kiracının gayrimenkul malikine karşı suç işlemesi durumunda kiracının tahliye edilmesi mümkündür. Kiracının taşınmazın sahibine karşı tehdit suçunu işlediği bir olayda Yargıtay kiracıya ihtarda bile bulunmadan tahliye davası açılabileceğine karar vermiştir. Alt Kira ve Kullanım Hakkının Devri Kiracı taşınmaz sahibinin rızasını alarak gayrimenkulün bir kısmını veya tamamını başkasına kiraya verebilmektedir. Buna alt kira ilişkisi, ikinci kiracıya ise alt kiracı denmektedir. Alt kira ilişkisinin geçerli olması için taşınmaz sahibinin yazılı şekilde rızası alınması gerekmektedir. Kiracı taşınmazı başkasına kiraya vermek yerine yalnızca kullanma hakkını da devredebilmektedir. Bu durumda da taşınmazın sahibinden yazılı rızanın alınmış olması zorunludur. Kiracı taşınmaz sahibinin yazılı şekilde rızasını almadan başkasına kiraya verir ya da kullanma hakkını devrederse taşınmaz sahibi kendi kiracısına tahliye davası açabilmektedir. Tahliye davası kazanıldığı takdirde alt kiracı da taşınmazdan çıkmak zorunda kalmaktadır. Asıl kiracı ile yapılan kira sözleşmesinde taşınmazın hangi amaçla kullanılacağı belirtilmişse eğer alt kiracı da bu kurala uymak zorundadır. Alt kiracı gayrimenkulü başka bir amaçla kullanırsa eğer alt kiracıya karşı tahliye davası açılabilmektedir. Kira İlişkisinin Devri Kiracı taşınmaz sahibinin yazılı rızasını alarak kira ilişkisini başkasına devredebilmektedir. Bu yazılı rıza alınmadan yapılan devir işlemi geçersiz olmaktadır. Bu durumda kira ilişkisinin devrine rıza göstermeyen taşınmaz sahibi tahliye davası açarak kiracıyı tahliye edebilmektedir. Önemli Sebeplerin Varlığı Kira sözleşmesi yapıldıktan sonra ortaya çıkan yeni şartlar kira ilişkisinin sürdürülmesini taşınmaz sahibi için çekilmez hale getiriyor olabilmektedir. Bu tarz durumlara savaş, ekonomik kriz gibi olaylar örnek gösterilebilir. Dikkat edilirse burada taşınmazın sahibini zor durumda bırakan olayın ortaya çıkmasında kiracının bir kusuru bulunmamaktadır. Bu gibi hallerde de tahliye davası açarak kiracı tahliye edilebilmektedir. Kiracının İflası Kira sözleşmesinin yapılmasından sonra kiracının iflas etmesi durumunda kira borcunun ödenmesi risk altına girmektedir. Bu durumda taşınmaz sahibi kirayı ve iflas mamasına yazılı bildirimde bulunarak kendisine güvence verilmesi için uygun bir süre tanımaktadır. Kiracıya ve iflas masasına tanınan süre içerisinde taşınmaz sahibine güvence verilmezse tahliye davası açılarak kiracı tahliye edilebilmektedir. Kira Sözleşmesi On Yıl Uzadıktan Sonra Tahliye Davası Açılması Kira sözleşmesi kira ilişkisinin süresi belirlenmiş olabilmektedir. Bu süre geçmesine rağmen kiracı sözleşmeyi sona erdirmediğinde sözleşme kendiliğinden bir yıl daha uzamaktadır. Kiracı her yılın sonunda sözleşmeyi sona erdirme imkanına sahipken taşınmaz sahibinin böyle bir hakkı bulunmamaktadır. Ancak kira sözleşmesi on yıl uzadıktan sonra taşınmaz sahibi de tahliye davası açarak kiracıyı tahliye edebilmektedir. Bu hakkın kullanılabilmesi için 10. uzama senesinin bitimine en az üç ay kala kiracıya ihtar gönderilmesi gerekmektedir. İhtarı almasına rağmen taşınmazdan çıkmayan kiracıya kira yılının bitiminde tahliye davası açılabilmektedir. başlangıç tarihli bir sözleşme kiracı tarafından feshedilmediği takdirde tarihinde kendiliğinden sona ermemektedir. Kiracı tarafından feshedilmeyen sözleşme her sene sonunda bir yıl daha uzamaktadır. Taşınmaz sahibi en geç tarihinde kiracıya çık ihtarında bulunarak tarihinde tahliye davası açabilmektedir. Kira sözleşmesi herhangi kira süresi belirlemeden yapılmış olabilmektedir. Bu durumda da on yıl geçtikten sonra kiracıya karşı tahliye davası açılabilmektedir. Av. Elif Emirali Av. Oğuz Yavuz
Kira tespit davası hem kiracı hem de kiraya vereni ilgilendiren oldukça önemli ayrıntılar içeren bir davadır. Kira bedelinde anlaşılamaması halinde açılan bu davada mahkeme, dava konusunun bedelinin ne olacağına ilişkin bir tespitte bulunur. Yazımızda kira bedelinin tespiti davası nedir, kira tespit davası şartları nelerdir, dava kimler tarafından açılabilir, kira tespit davası dilekçe örneği nasıl olmalıdır gibi tüm merak edilenleri ayrıntılarıyla birlikte açıklayacağız. Kiraya veren ve kiracı açısından önemli bir konu olması sebebiyle yazımızı dikkatle okumanızı ve dava sürecini bir avukat vasıtasıyla takip etmenizi öneririz. İçindekiler1 Kira Tespit Davası Nedir?2 Kira Bedeli Nasıl Belirlenir?3 Kira Tespit Davası Şartları Nelerdir?4 Kira Tespit Davası Ne Zaman Açılır? Kira Tespit Davası 5 Yıl Davanın Açılacağı Dönemin Etkisi5 Kira Tespit Davasını Açabilecek Kişiler6 Davada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar7 Kira Tespit Davası Dilekçe Örneği8 Kira Tespit Davası Ne Kadar Sürer?9 Sıkça Sorulan Sorular10 Kira Bedelinin Tespiti Davasında Avukatın Önemi Kira bedelinin günün piyasa koşulları dikkate alınarak hak ettiği değere uyarlanması için açılan davalara kira tespit davası denir. Kira tespit davasının bir diğer adı kira bedelinin tespiti davasıdır. Kira bedelinin tespiti davasına ilişkin düzenlemeler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 343 ve devamında bulunur. Kiranın belirlenmesinde birçok etken husus bulunmaktadır. Yazımızda kira bedeli ile ilgili tüm ayrıntılara yer verdik. ÖNEMLİ Aşağıda bahsedeceğimiz hususlar hem konut kiraları hem de işyeri kiraları için geçerlidir. Ancak davanın işleyişi bakımından işyeri ve konut için açılan davalarda muhakkak farklılık olacaktır. Etki eden hükümler aynı olsa da işyerinde ayrı konutta ayrı bir savunma yolu izlenmelidir. Kira Bedeli Nasıl Belirlenir? Kira bedelinin belirlenmesine ilişkin düzenlemeler TBK Türk Borçlar Kanunu madde 344’te bulunur. Kiraya verenin yenilenen kira dönemlerinde kiracı aleyhine değişiklik yapması mümkündür. Ancak aleyhe yapılan değişikliğin geçerli olabilmesi belirli sınırlamalara tabi tutulmuştur. Öncelikle geride bırakılan kira döneminde tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre bir değişim oranı hesaplanır. Yeni kira dönemi için belirlenen ücretin bu değişim oranını geçmemesi gerekmektedir. Bu sınırlama yalnızca 1 yıllık kira sözleşmeleri için değil, 1 yıldan fazla süreli kira sözleşmeleri açısından da geçerlidir. Konu ile ilgili olarak “kira artış oranı” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Taraflar bu sınırlama uyarınca bir bedelde anlaşamazlarsa ve aşağıda bahsedeceğimiz şartlar gerçekleşmişse, kira bedeli yine ilgili sınırlamaya bağlı kalınarak hakim tarafından belirlenir. Hakim belirlemeyi yaparken kiralananın durumunu göz önünde bulundurarak hakkaniyetli bir şekilde karar verir. Kira Tespit Davası Şartları Nelerdir? Kira tespit davasının açılabilmesi için birtakım şartlar bulunmaktadır. Kira bedelinin tespiti davası açılması için gerekli şartlardan ilki, taraflar arasında bir kira sözleşmesi bulunması gerekmesidir. Bu koşulun sağlanması için taraflar arasındaki sözleşmenin yazılı olması gerekli değildir. Tarafların sözlü iradelerine dayalı olarak kurulan kira sözleşmeleri de bu şartın oluşması için yeterli kabul edilmektedir. Taraflar arasındaki mevcut kira sözleşmesinin geçerli olması gerekir. Kira bedelinin tespiti davası açmak için aranan bir diğer şart ise bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunması gerekmesidir. Örneğin kira bedelinin artışına ilişkin kiracı ile kiraya veren arasında belirli yasal sınırlamalar içerisinde bir anlaşma yapılmış ise bu durumda kira bedelinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunmaz. Görevli ve Yetkili Mahkeme Kira bedelinin tespiti davasında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise dava konusu olacak taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Görev ve yetki kurallarında hata yapılması davanın reddi gibi büyük problemlere yol açabilir. Bu nedenle dava açılmadan önce hukuki destek almak faydalı olacaktır. Kira tespit davası açmak için gerekli şartlar bu şekildedir. Yukarıda açıklanan şartların oluşmaması durumunda kiranın tespit edilmesi amacıyla açılan dava reddedilecektir. Bu nedenle somut olayda şartların oluşup oluşmadığına ilişkin hukuki değerlendirmede bulunarak ilerlemek gerekir. Bu noktada avukattan hukuki danışmanlık almak faydalı olabilir. ÖNEMLİ Kira tespit davası ne zaman açılır sorusu çok önemlidir. Bu davanın açılma zamanına göre mahkemenin belirleyeceği miktar değişecektir. Şimdi bununla ilgili detaylara yer vereceğiz. Kira Tespit Davası Ne Zaman Açılır? Kira tespit davası ne zaman açılır sorusunun yanıtı TBK madde 345 düzenlemesinde yer alır. İlgili madde düzenlemesi uyarınca kira bedelinin tespiti davaları her zaman açılabilir. Yani herhangi bir süre koşulu bulunmamaktadır. Kira Tespit Davası 5 Yıl Kuralı Kira bedelinin tespiti davası eğer henüz 5 yıldan daha az sürmüş olan bir kira sözleşmesine dayanarak açılıyorsa mahkeme yeni kira bedelini tespit ederken yıllık TÜFE oranını belirleyerek bir kiraya hükmeder. Eğer taraflar arasındaki anlaşmada TÜFE’den daha az bir artış oranında anlaşılmışsa mahkeme davayı reddedecektir. Bu durumda kiraya veren “kira ödemeyen kiracı nasıl çıkarılır?” başlıklı yazımızdaki prosedüre göre hareket edebilir. Ancak herhangi bir belirleme yapılmamış ve kiracı TÜFE’nin altında bir artışla ödeme yapıyor veya hiç artırmadan ödüyorsa bu durumda TÜFE’ye kadar artırım yapılacaktır. Kira bedelinin tespiti davası eğer 5 yıldan daha fazla sürmüş olan bir kira sözleşmesine dayanarak açılıyorsa Bu durumda mahkemece TÜFE oranına bağlı kalınmaksızın TÜFE’nin üzerinde bir artışa hükmedilebilir. Burada bilirkişi tarafından mevcut piyasa durumu, kiracının kaldığı süre vs. bir çok husus ele alınarak bir belirleme yapılır. Bilirkişi raporu eğer yanlı hazırlanmışsa, olmaması gereken kriterlere göre belirleme yapılmışsa vs. bilirkişi raporuna derhal itiraz etmek gerekir. Bununla ilgili olarak “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı yazımızı okuyabilirisiniz. Davanın Açılacağı Dönemin Etkisi Davanın ne zaman açılacağına ilişkin bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak davanın açıldığı zamana göre mahkeme tarafından belirlenen yeni kira bedelinin hangi kira döneminde uygulanacağı farklılık gösterir. Kira tespit davasının yeni kira dönemi başlamadan 30 gün öncesinde açılması halinde mahkeme tarafından belirlenen yeni kira bedeli, yeni kira döneminin başlangıcından itibaren geçerli olur. Yeni kira dönemi başlamadan 30 gün önce kira bedelinin artırılacağına ilişkin bildirimde bulunulup yeni kira döneminde kira tespit davası açılması halinde, mahkeme tarafından belirlenen yeni kira bedeli yeni kira döneminin başladığı andan itibaren geçerli olacaktır. 30 gün önce bildirimde bulunma koşulunun yerine getirilmemesi halinde mahkemenin verdiği karar bir sonraki kira dönemi için geçerli olacaktır. Taraflar arasında mevcut olan kira sözleşmesinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm bulunması halinde 30 günlük sürelere gerek olmaksızın yeni kira dönemi sonlanmadan açılan kira tespit davaları sonucu belirlenen yeni kira bedelleri, yeni dönemin başladığı günden itibaren geçerli kabul edilecektir. Yukarıda açıkladığımız üzere TBK 345/2 de gösterilmiş 30 günlük süreye ve önceden bildirimde bulunma hususlarına dikkat etmek oldukça önemlidir. Aksi halde ciddi hak kayıpları doğabilir. Bu nedenle sürecin bir avukat yardımıyla sürdürülmesi faydalı olacaktır. KİRA TESPİT DAVASI5 Yıldan Önce AçılmışsaMahkemece en fazla TÜFE’ye göre artırım Yıldan Sonra AçılmışsaMahkemece TÜFE ile bağlı kalınmaksızın hakkaniyete göre artırım Yılından 30 Gün Önce AçılmışsaYeni kira yılı için geçerli olacak şekilde hüküm kurulurKira Yılından Önceki 30 Gün Geçtikten Sonra AçılmışsaBir sonraki kira yılından itibaren geçerli olacak şekilde hüküm kurulur Kira Tespit Davasını Açabilecek Kişiler Kira tespit davası, bu davayı açmakta hukuki yararı bulunan kişiler tarafından açılabilir. Hukuki yararı bulunan kişiler öncelikle kira sözleşmesinin taraflarıdır. Yani sözleşme kiminle yapıldıysa kira bedelinin tespiti davasının o kişi aleyhine açılması gerekmektedir. Kira bedelinin tespiti davasının yalnızca kiraya veren tarafından değil kiracı tarafından da açılması mümkündür. Kiracı, kiraya verenin kanunda belirlenen veya sözleşmede kararlaştırılan sınırlamalar dışına çıkarak bir bedel tespit ettiğini düşünüyorsa kira bedelinin tespiti davası açarak bu durumu netleştirebilir. Kira bedelinin tespiti davası, kira sözleşmesinin tarafları tarafından açılabileceği gibi, dava konusu olacak taşınmazın maliki veya varsa paydaşlardan her biri tarafından da açılabilir. Dava konusunun iştirak halinde mülkiyete tabi olması halinde örneğin mirasçılık durumunda mirasçıların birlikte dava açmaları veya bir mirasçı tarafından açılan davaya diğer mirasçıların katılması gerekmektedir. Dava konusu müşterek mülkiyete tabi ise bu durumda her paydaşın kendi pay sahipliği oranında kira tespiti davası açma hakkı bulunur. Kiralananın kira sözleşmesi sürecinde el değiştirmesi halinde kiralananın yeni maliki eski malik ile aynı haklara sahip olur. Bu nedenle kira sözleşmesi devam ederken kiralananın el değiştirmesi durumunda yeni malikin de dava açma hakkı bulunmaktadır. Davada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Bu davada verilen karar kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyecektir. Ancak kararın kesinleşmesinden sonra icra takibi söz konusu olabilir. Bunun haricinde yeni belirlenen kiraya göre ödeme yapılmaması halinde kiracının tahliyesi için gerekli süreç başlatılabilir. Esasen kira bedelinin tespiti ile kiracının tahliyesi aynı davada terditli olarak talep edilebilir. Ancak bunun için kiracının tahliyesine ilişkin geçerli nedenler gereklidir. Ayrıca davanın bu şekilde açılıp açılmayacağı iyi değerlendirilmelidir. Bununla ilgili muhakkak avukat yardımı alınmalıdır. Dava masrafları da mevcuttaki aylık kira bedeli esas alınarak nisbi olarak bir oran ile belirlenecektir. Bunun haricinde bilirkişi ücreti ve sürecin avukatla takip edilmesi halinde avukatlık ücreti söz konusu olacaktır. Belirtmemiz gerekir ki sürecin detaylı olması ve önemi gözetildiğinde bu davada avukat yardımı almak çok önemli ve gereklidir. Avukatlık ücreti de somut olayın kapsamı gözönünde bulundurularak genel anlamda barolar tarafından belirlenen ücret tarifesi etrafında belirlenir Kira Tespit Davası Dilekçe Örneği Kira bedelinin tespiti amacıyla açılan davada hazırlanan dilekçe oldukça önemlidir. Önemli ayrıntılara dikkat edilmeden hazırlanan dilekçeler davacı açısından büyük hak kayıplarına neden olabilir. İnternet ortamında bazı kira tespit davası dilekçe örneği bulunmaktadır. Ancak bunlara itibar edilmesi, ilgili kişi açısından geri dönülmez problemlere yol açabilir. Zira bu taslak kira tespit davası dilekçe örnekleri birçok hukuki ve usuli hata içermektedir. Ayrıca somut olayın özellikleri gözönünden bulundurulmadan hazırlanmış dilekçelerdir. Kira tespit davası dilekçesi, somut olaydaki taşınmaz değerlendirilerek ve tüm mevzuat düzenlemeleri dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Bu noktada hukuki destek almak ileride herhangi bir olumsuzluk ile karşılaşmamak için faydalı olacaktır. Kira Tespit Davası Ne Kadar Sürer? Kira tespit davası ne kadar sürer sorusuna ilişkin net bir cevap vermek doğru olmayacaktır. Zira her dava süreci mahkemelerin yoğunluğu, duruşma aralıkları, delillerin mahkemeye sunulmasına ilişkin süreler gibi birçok farklı faktörlerden etkilenmektedir. Kira tespit davalarında çoğunlukla bir bilirkişi görevlendirilerek dava konusunun değerinin hesaplanması istenir. Bilirkişi tarafından emsal diğer taşınmazlar ve daha birçok husus gözetilerek bir değer hesaplaması yapılır. Hazırlanan rapor mahkemeye sunulur ve dava süreci bu şekilde ilerler. Dava sürecine ilişkin ortalama bir süre olarak 1-1,5 sene verilmesi mümkündür. Sıkça Sorulan Sorular Yukarıda kira bedelinin tespiti davası ile ilgili genel olarak bilinmesi gereken hususlara yer verdik. Bu konu ile ilgili uygulamada sıklıkla karşılaştığımız bazı soruları da kısaca burada yanıtlamakta yarar görüyoruz. Kira Tespit Davası Nedir? Kira bedelinin güncel koşullar dikkate alınmak suretiyle mahkemece yeniden belirlenmesidir. Kira Tespit Davası Şartları Nelerdir? Öncelikle geçerli bir kira sözleşmesinin varlığı gerekir. Yazılı olmak zorunda değildir. Ayrıca bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmalıdır. Yani geçerli kira bedeli piyasa şartlarında bir dengesizlik oluşturmalıdır. Geriye Dönük Kira Tespit Davası Açılabilir Mi? Hayır. Kira tespit davasının geriye dönük olarak açılması mümkün değildir. Ancak şartları oluşmuşsa, davanın açıldığı kira yılının başından itibaren hüküm kurulur. Kira Tespit Davası Ne Zaman Açılır? Kira tespit davası her zaman açılabilir. Bir zaman koşulu aranmamaktadır. Ancak kira bedelinin piyasa rayicine çekileceği dava kira sözleşmesinin başlangıcından itibaren 5 yıl geçtikten sonra açılabilir. Kira Tespit Davasında İhtar Şartı Var Mıdır? İhtar çekmek zorunlu değildir. Fakat dava neticesinde verilecek kararın hangi kira döneminde uygulanmaya başlayacağı açısından önem arz eder. Kira sözleşmesinden itibaren 5. yılın dolmasına 1 ay kala çekilen ihtar, kira yılı içinde açılacak olan davadaki bedelin o kira yılının başından itibaren hükmedilmesini sağlar. Kira Tespit Davası Kaç Yılda Bir Açılır? Kira bedelinin piyasa rayicine kadar artırılabileceği kira tespit davası 5 yılda bir açılabilecektir. Yeni Malik Kira Tespit Davası Açabilir Mi? Evet açabilir. Eski malik açısından şartlar neyse yeni malik için de aynıları geçerli olacaktır. Kiracı eğer en az 5 yıllık kiracı ise ve geriye doğru 5 yıl içinde bu dava açılmamışsa yeni malik kira tespit davası açabilir. Kira Tespit Davası Zamanaşımı Ne Kadardır? Kira tespit davasının açılması bakımından herhangi bir zamanaşımı süresi mevcut değildir. Kira Tespit Davasında Kira Ne Kadar Artar? Davanın açıldığı süreçteki güncel koşullar dikkate alınarak yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde artış gerçekleşir. Kira tespit davasında mahkeme genellikle taşınmazın piyasa rayicindeki kira bedelinin uygun bir miktar aşağısında bir rakama hükmeder. Mahkemenin Belirleyeceği Kira Bedeli Ne Zamandan İtibaren Geçerli Olur? Kira tespit davası, yeni kira döneminin başlamasından 30 gün öncesinde açılırsa yahut o 30 günlük süre içerisinde bildirimde bulunulursa yeni kira bedeli, davanın açıldığı kira döneminin başından itibaren geçerli olur. Bu durum söz konusu olmazsa mahkemenin kararı, sıradaki kira döneminde geçerli olacaktır. Ev Sahibi Kirayı Kendisi Artırabilir Mi? Hayır. TBK 343 uyarınca kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi dışında kiraya veren, kiracı aleyhine değişiklik yapamaz. Kira Tespit Davasında 5 yılın Önemi Nedir? Kira tespit davasında kira ilişkisinin 5 yıldan uzun veya kısa olmasına göre farklılıklar ortaya çıkar. 5 yıldan az sürmüş ise mahkeme yıllık TÜFE oranını baz alarak yeni kira bedelini belirler. 5 yıldan uzun sürmüşse mahkeme TÜFE oranına bağlı kalmaksızın yeni bedeli Bedelinin Tespiti Davasında Avukatın Önemi Yukarıda konu ile ilgili olarak kira bedelinin tespiti davası nedir, kira tespit davası şartları nelerdir, kira tespit davası ne zaman açılır, dava ne kadar sürer gibi merak edilenleri ayrıntılarıyla açıkladık. Görüldüğü üzere birçok ayrıntılı ve dikkat edilmesi gereken ayrıntılar içeren bir davadır. Yukarıda belirttiğimiz hususlara dikkat edilmeden açılan davalarda önemli hak kayıpları yaşanabilir. Bu süreçte yapılması gereken en sağlıklı şey süreç öncesinde meseleyi deneyimli bir avukata sormak olacaktır.
Bu yazımda sıkça karşılaşılan bir hukuki ihtilaf olan kira bedelinin ödenmemesi veya geç ödenmesine dayalı tahliye davalarına değineceğim. Kira bedelinin ödenmemesi durumunda başvurulacak iki yol mevcuttur. 1- ÖRNEK 13 TAHLİYE İHTARLI ÖDEME GÖNDERMEK Uygulamada genellikle tercih edilen ve hızlı sonuçlanan yöntemdir. Bu yöntemde öncelikli olarak kiracıya borçlarına ilişkin icra takibi başlatılır. İcra takibinde bir yıl veya daha uzun süreli bir kira sözleşmesi söz konusu ise tebliğden itibaren 7 gün içinde itiraz etmesi veya 30 gün içinde ödemesi için süre verilir. Bu süre zarfının sonunda şayet itiraz söz konusu değil ise ve ödeme gerçekleşmezse İcra Hukuk Mahkemesinde Tahliye davası açılır ve tahliye kararı verilir. İtiraz edilmesi ihtimalinde eğer yazılı kira sözleşmesindeki imzaya açıkça itirazda bulunulmamış ise veya noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış kira sözleşmesi var ise İcra Hukuk Mahkemesinde İtirazın kaldırılması ve Tahliye davası , imzaya itirazda bulunulmuş ve imzasına itiraz edilen sözleşme noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış değil ise genel mahkemelerde İtirazın İptali ve Tahliye davası açılması mümkündür. 30 günlük ödeme süresi içerisinde anaparanın ödenmesi yeterli olup ferilerinin ödenmesine gerek yoktur. Örnek 13 icra takibinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus Takibin yolu kısmına açıkça “Haciz ve Tahliye” yazılmasıdır. Ayrıca davanın açılması için 30 günlük ödeme süresinin beklenmesi gerekir. Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarih, 2012/10036 Karar numaralı kararında “davacı ödeme emrinin davalıya tebliğinden sonra otuz günlük ödeme süresini beklemeden açmış olduğu dava ile tahliye isteminde bulunmuş olup, tahliye davasının süresinde açılmaması sebebiyle tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği” şeklinde karar vermiştir. Bu süre , icra takibine itiraz olsa dahi beklenmelidir. Uygulamada sıkça sorulan bir soru ise sözleşmede belirtilen artış oranından daha düşük bir artış oranında kiraya zam yapılması durumunda , kiraya verenin tahliye hakkının olup olmadığıdır. Tarafların kira artış oranını değiştirdiğine ve düşürdüğüne dair yazılı bir sözleşme olmaması durumunda ve otuz günlük yasal süre içerisinde ödeme gerçekleşmez ise kiraya verenin tahliye hakkı doğacaktır. 2- TBK MADDE 315 GEREĞİ TAHLİYE Türk Borçlar Kanunu madde 315 “Kiracı, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir. Kiracıya verilecek süre en az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre, kiracıya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.” hükmünü içermektedir. Hüküm gereği yazılı bildirimden itibaren 30 gün içinde ödeme gerçekleşmemesi durumunda genel mahkemelerde açılacak dava sonucunda kiracının taşınmazdan tahliyesine karar verilecektir. Bu hususa ilişkin sıkça karıştırılan durum ise tek ihtarın yeterli olup olmadığıdır. Temerrüt sebebi ile ihtara rağmen 30 gün içinde ödeme gerçekleşmemesi durumunda tek ihtar tahliye için yeterlidir. İki haklı ihtarın gerekli olduğu durum ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olunmasıdır. TEMERRÜT SEBEBİ İLE TAHLİYE DAVALARINDA İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURULMASI TAHLİYEYİ DURDURUR MU? Tahliye kararın icra edilebilmesi için kesinleşmesine gerek yoktur. Kiracıya kararın tebliğinden itibaren 10 günlük sürenin geçmesi gereklidir. Kiracının, üç aylık kira borcunu depo etmesi durumunda tahliye işlemlerinin gerçekleşmesi için kararın kesinleşmesi beklenecektir. TAHLİYE KARARINA RAĞMEN KİRACININ TAŞINMAZI BOŞALTMAMASI DURUMUNDA NE YAPILMASI GEREKİR? Tahliye kararına rağmen kiracı taşınmazı boşaltmaz ise tahliye harç ve masraflarının yatırılması durumunda icra memurları ve kolluk marifeti ile kiracının taşınmazdan tahliyesi gerçekleştirilecektir.
kira tespit davası devam ederken tahliye