kendimi ölecekmiş gibi hissediyorum ne yapmalıyım

Cevap: sürekli ölecekmişim gibi hissediyorum anlatamadığım ve anlayamadığım şeyler yaşıyorum. imam. Panik ataklık ilaç tedavisi ile geçer başka bir yolu da bir alimin yanına gidin başına dua okuması ile. Eşcinsellik ise kendin tedavi edebileceğin bir durumdur. Allah acil şifa versin. Tamamenkendimi keşfediyor ve orta batının ortasındaki bu küçük kasaba olan Derby, Kansas gibi bir yere nasıl uyduğumu keşfediyor gibiydim. Brooklyn gibi bir yere gidene kadar ÇOK özel ve benzersiz olduğumu düşünmek, bu sadece kendini keşfetme adamım! MUTLU: (Gülüşmeler) Üzgünüm, bu çok komikti. Görüldüğü gibi burada da kişiyi rahatsız eden, bilinçdışı çocukluk acılardır. 4) Bazen de yakın çevremiz ve toplum, bizi kendimize o kadar suçlu ve günahkar hissettirir ki, kendimizi baştan sona suçlu ve günahkar görürüz. Biz ne yapsak ne etsek o suçluluk ve günahkarlık duygusundan kurtulamayız. YarınÖlecekmiş gibi Yaşamak İsteyenlere Ölüme Yakın Olanlardan Nasihatler. “Right Before I Die (Ben Ölmeden Hemen Önce)” Los Angeles’lı fotoğraf sanatçısı Andrew George’un ses getiren bir sergi projesi. Her insan doğduğunda öleceğini bilir fakat bununla yüz yüze gelene kadar bunu düşünerek yaşamaz. O esnada “yaşamım buraya kadarmış” duygususu, ölüm korkusu Panik atak geçtikten sonra; kişi üzerinden kamyon geçmiş gibi hisseder. Müthiş bir yorgunluk,isteksizlik, sese, gürültüye, kalabalığa, ışığa karşı tahammülsüzlük ortaya çıkar. Yatmak, dinlenmek en iyi bir seçim olur. nama nama habib di indonesia beserta fotonya. Zaman zaman hepimiz kendimizi diğer insanlarla kıyaslarken buluyoruz. Özelikle de zor bir işle karşılaştığımızda, özel yeteneklerimizin yetersiz olduğunu düşündüğümüz anlarda… İstediğimiz, hayalini kurduğumuz “o” varış noktasına ulaşsak da kimi zaman içimizden bir ses “yeterince iyi miyim? Aslında o kadar da değilim?” demeye başlıyor. Neden Kendimizi Yetersiz Hissediyoruz? Çevremizdeki insanlarla kendimizi kıyaslamaya başlıyor, ortalamanın altında olduğumuzu düşünüyoruz. Bu duygu ve düşünce aniden beliren bir şey mi yoksa yıllar içinde içimizde bir yerlerde saklanan bir parçamız gibi mi, buna net bir yanıt vermek zor. Ancak çocukluk çağlarımızdan itibaren yaşadığımız bazı olaylar, aile ile kurduğumuz ilişki, aile bağlarımızın bu durumda önemli bir etkisi olduğu aşikar. Sevgi ve saygı bağı ile yoğrulmamış aile ilişkilerinde kendini yetersiz hissetme duygusu daha da ön plana çıkıyor. Ebeveynlerin, çocuğu yaptıkları şeylerle ilgili desteklememesi, yeterince gurur duymamaları ya da bunu hissettirmemeleri çocukların kendilerini eksik hissetmesine yol açıyor. Çocuk kendini sorgulamaya, kendini yaşıtları ile kimi zaman daha büyükleri ile karşılaştırmaya başlıyor. İyi okullardan mezun olmak, istediği işe sahip olmak gibi hayat adımlarını bir bir yerine getirse de kendini başarılı ve mutlu hissetmiyor. İçinde derin bir huzursuzluk taşıyor. Peki “diğerleri” mükemmel, Sadece Kötü Olan Biz miyiz? Kendimizi kıyasladığımız insanlar her ne kadar dışarıdan mükemmel gözükseler de temelde böyle bir şeyin mümkün olmadığını bilmeliyiz. Herkesin birbirinden daha iyi olduğu konular olabildiği gibi, diğerinden daha kötü olabileceği konuların da olduğunu unutmamalıyız. Bu yanlış düşünceden vazgeçmemiz hatta kurtulmamız kendimiz için yapabileceğimiz en büyük iyiliklerden biri olacaktır. Düşünün yıllarca bu hisle yaşamış olabilirsiniz. Sizden neler çaldı? Size nasıl hissettirdi? En mutlu olacağınız, en güzel anlarınızı ne yazık ki olumsuz düşüncelerle harcadınız. O anların tadını yeterince çıkaramadınız. Yetersizlik Hissinden Nasıl Kurtulabiliriz? Peki bu his, bölüm sonu canavarı gibi peşimizdeyken nasıl yapacağız? Gelin, kendini yetersiz hissetme düşüncesini bir süreliğine de olsa rafa kaldıralım. Öncelikle kötü olarak betimlediğiniz, eksik yönleriniz olarak tabir edebileceğiniz yönleriniz hakkında düşünmekten vazgeçin. İyi olduğunuz, güçlü hissettiğiniz yönleriniz üzerine odaklanın. Kendinizi kıyasladığınız insanların da mükemmel olmadığını ve onların da çoğu zaman kendilerini başkaları ile kıyasladıklarını sık sık kendinize hatırlatın. Hemen hemen her gün aklımızdan sayısız ölçüde düşünce geçiyor. Hepsinin doğru olma ihtimalinin olmadığının farkına varın. Geçmiş hakkında düşünmek yerine bugünü düşünmeye başlayın. Geçmiş için yapılacak bir şey yoktur ancak şimdi ve gelecek hala bizim elimizdedir. Geçmiş üzerinde uzun uzun düşünmek bizi huzursuz edecek çoğu zaman da kaygı verecektir. Bir hedefe ulaşmak için yola çıktığınızda ne kadar yoldan geçtiğinize odaklanmak yerine ne kadar yolunuz kaldığına odaklanın. İlerleme kaydedebilmek için kendinize şans verin. Ne kadar değerli olduğunuzu unutmayın. Bu düşünceyi sık sık tekrarlayın. Ve de en önemlisi kendinizi sevin. Unutmayın ki herkes sevgiye ihtiyaç duyar ve sevginin açamadığı kapı ve çözemediği bir sorun yoktur. Şayet bu duygular ile başa çıkmada zorlandığınızı düşünüyorsanız ve bir uzman yardımına ihtiyaç duyuyorsanız Etiler’deki psikolojik danışmanlık merkezimizdeki uzman psikologlardan yardım almayı düşünebilirsiniz. Post Views DUR Öncelikle ne yapıyorsanız yavaşlayın, durun. Biriyle tartışıyorsanız bir an sessiz kalın. Koşturmacanızı yavaşlattığınızda tablonun bütününün daha iyi görüp çözüm üretme aşamasına geçebilirsiniz. GÖZLEMLE Kendiniz ve deneyimlerinizle yakınen ilgilenin. İç dünyanızda neler oluyor? Çaresizlik, öfke, hissizlik, terkedilmişlik, reddedilmişlik, dehşete kapılmışlık, utanç. Bazen de adını koyamadığımız ve sizi rahatsız eden duygu kümesi. Dilediğiniz ve size iyi gelecek olan sakinleşmekse tek bir nefes gibi gözlem noktasına sahip olmak ise yarayabilir. O an orada ne hissettiğinizi anlamak ve keşfetmek. Koşuşturmalı hayatımızın içinde bunu yapmayı hatırlamak zordur. FMRI çalışmalarında yüz ifadesine bir duygu etiketi verildiğinde “korkmuş, öfkeli, dehşete düşmüş” gibi tanımlandığında amigdala aktivitesinin azaldığı tespit etmişler. Amigdala beynin tehlike anında alarm veren bölümüdür. Beyin PFC’de daha fazla aktifleşerek amigdalayı engellemiş. Bir arkadaşımızla konuştuğumuzda, duygularımızı sözcüklerle tanımladığımızda iyi hissetmemizi sağlayan amigdala ve PFC arasındaki aksiyon mekanizmasıdır. Duygulara isim vermek beyni sakinleştirir, stres tepkisi devre dışı kalır. Duygularımıza sağır olursak; örneğin mutsuzum diyemezsem öfkelenerek mantıksız davranışlar sergileyebilirim. Olumsuz duygumuzu ne kadar iyi tanımlar ve etiketlersek ondan ayrılıp dengeli bir duygu duruma ulaşmanız o kadar kolay olacaktır. Bu noktada da mükemmel olmaya çalışarak hiç yapamayabilirsiniz. Çok fazla düşünmeyin “ yeterince iyi” olan bir duygu etiketi ve tanımlanması yapabilirsiniz. GERİ DÖN Güçlü bir duygu hissettiniz, o an yaptığınız işi bırakın, derin bir nefes alın dikkatinizi göğsünüze odaklayın, derin bir nefes daha alın, hissettiğiniz duyguyu gözlemleyin, ona verdiğiniz ismi yumuşak ve sevgi dolu bir ses tonuyla tekrarlayın. O duygu sizi bırakana kadar dikkatinizi onda tutun ve akışa dönün. Bilinçli farkındalık bize ne zaman acı çektiğimizi, ne zaman kendimizi eleştirdiğimizi, ne zaman kendimizi tecrit ettiğimizi göstererek çıkışı yolu sağlayacaktır. Sevilay ZORLU Psikiyatrist & Psikoterapist Kognitif Davranışcı Terapist, Hipnoterapist Regresyon, Aile Terapisti, Cinsel Terapist, Sanat Terapisti Tel 0242 316 98 99 YouTube Facebook https//PsikiyatristSevilayZORLU Twitter İnstagram 16 Yaşındayım ve kendimi gerizekalıymışım gibi hissediyorum, yani kurtulmaya çalıştım ama içimde var, sürekli kendimi ezik görüyorum sanki hiç bir şeyi beceremiyormuşum gibi. Bunun nedeni ise çevrem de gerizekalı muamelesi görmem, aşırı gerekli/gereksiz soru soru soruyorum ve insanlar bundan rahatsız oluyor, aşırı düşünüyorum, plan yapıyorum/hayal kuruyorum ve bu yüzden bazen kendi kendime gülüyorum, bu yüzdende kendimi gerizekalıymış gibi hissediyorum. Aslında bunlar bahane sorun şu, sınıf 17 kişi ve bunlardan farklıyım yani kendimi kabul ettiremedim bir türlü, normal değilim, zeki de değilim zeki olsaydım o zaman beni kabul ederlerdi. Bu durum da ben gerizekalıyım, ve bunu kabul etmek istemiyorum ama gerçek bu, Kabul etmek zorundayım Ne gibi farklıyım mesela açıklayayım, aşırı derece de düşünüyorum, onlar gibi haraketli değilim. Çok soru soruyorum, bu yüzden de çok bilmiş diyorlar. Onların yaptığı çoğu şeyi yapamıyorum, mesela futbol basketbol gibi oyunları oynayamam, kavga edemem. Bana da zaten sürekli geri zekalı olduğumu söyülüyorlar, ben de artık bu şekilde hissediyorum, kurtulmaya çok uğraştım ama olmuyor. Ne yapacağımı bilemiyorum, bu hayatta hiç bir işe yaramayacaksam ne için yaşıyorum ki? Şu yazı da da derdimi doğru düzgün anlatamadım zaten, yapmadığım suçların cezasını hep ben çektim ve elimden hiç bir şey gelmedi. Bu şekilde nasıl yaşayacağım bilmiyorum. Ama bir tarafım da onlardan zeki olduğumu söylüyor ama nedense buna inanmak istemiyorum. Herkes birbirinden belli çerçevede farklıdır ama seninki ne düzeyde bir farklılık çok da anlayamadım. Sınıf içinde sürekli sivrilmek, göze batmak için söz alıp gereksiz konuşan biriysen,bu konuda yorum yapmazsan ölecem hastalığına sahipsen sevilmemen gayet normal. Bu tip insanların yüzüne herkes güler ama arkasından söylenenlerden pek haberi olmaz. Herkesin bir spor dalına yeteneği olmasına gerek yok, sınıfındaki çocuklarda sonuç olarak Messsi, LeBron James yeteneğinden hayli uzaklar, sadece eğlenmek-bir şeyler paylaşmak adına yapılan etkinlikler bunlar. Aralarında yer almak için biraz çaba harcalamasın. Toplu etkinliklerde yer almazsan istenmeyen eleman olursun. Yani ben farklıyım gibi bir düşünceye sahip olup kendini diğer yaşıtlarından soyutlama. İlk dediğiniz gibi olabilirim, ama benim suçum yok, hocalar bana öyle davranıyor. Hoca bana karşı soru soruyor cevaplıyorum normal şekilde çok bilmiş diyorlar. Birde sınıfta fizikten geçen sayılı kişiden biriyim fizik sınavlarım 20-40 arasında performans 90. Ölecem hastalığı derken? Bir de dikkat ettimde sadece sınıfla anlaşamıyorum. Kenara çekilip kendi halimde takılıyorum bana ne karışıyolar ki anlamıyorum. Hocaların öyle davranmasına neden olan da sensin ama. Çok konuşan insanlar çok sevilmez açıkçası. Her bildiğini söyleme huyundan vazgeçmelisin öncelikle, herkesin bildiği şeyler var ama yeri geldiği zaman susabilmeyi kendine öğretmelisin. Sadece sınıfla anlaşamıyorum, günlük hayatım da diğer arkadaşlarımla eğlenip sohbet edebiliyorum diyorsan sorun yok ama anlattıklarından yola çıkarak günlük hayatın da çok renkli olmasa gerek. Sorunlu olduğun kesim sadece erkekler mi? Kızlarla anlaşabiliyor musun? quoteOrijinalden alıntı Poljak50 Hocaların öyle davranmasına neden olan da sensin ama. Çok konuşan insanlar çok sevilmez açıkçası. Her bildiğini söyleme huyundan vazgeçmelisin öncelikle, herkesin bildiği şeyler var ama yeri geldiği zaman susabilmeyi kendine öğretmelisin. Sadece sınıfla anlaşamıyorum, günlük hayatım da diğer arkadaşlarımla eğlenip sohbet edebiliyorum diyorsan sorun yok ama anlattıklarından yola çıkarak günlük hayatın da çok renkli olmasa gerek. Sorunlu olduğun kesim sadece erkekler mi? Kızlarla anlaşabiliyor musun? Abi sen beni cok yanlis anladin. daha dogrusu ben yanlis anlattim. Hic konusmuyorumki ben. kenarda kendi halimdeyim derse de katilmiyorum aslinda fazla. Evet normal hayatim okadarda iyi sayilmaz. Kizlarla falan anlasiyorum. aslinda sinifta bana bole davranan bir kac kisi var. Digerleride onlara uyuyor. Eskiden kendimi cok iyi ifade ederdim ne olduysa anlatamadim derdimi. Tam tersini anladiniz cunku. Ben kendimi ezik gerizekali olarak hissetigimden eziyorlar. Onlar ezdikce daha da dibe cokuyorum. Herhalde hocalar beni sorun cikartmadigimdan seviyor. Edit konusmuyorum derken. Bildiklerimi her zaman soylemiyorum sadece soruldugunda veya o konu acildiginda soyluyorum. ama ders siarsinda genelde hoca ya cok soru sorarim İnsanlar sana sürekli geri zekalı demeye devam ederlerse bir süre sonra gerçekten geri zekalı olursun çünkü kendini geri zekalı olduğuna inandırırsın, yani olmadığın biri hâline gelirsin. Takma kafaya, kimseyi umursama sen kendi yoluna bak. Onlardan daha zeki olduğundan eminim. Edit bu arada bana çok benziyorsun, yaş olarak da karakterin olarak da sanki ikizimi bulmuş gibi hissettim. Nerede yaşıyorsunuz ? Zonguldak, İnsanın kendine benzeyen birini bulması ne kadar güzel bir şeydir Editimla İşe bak ki ben İzmir'deyim. Cidden, yazdığının hepsi bende de var. %100'ü bile diyebilirim, baya ilginç hocam. Ben maalesef uygulayamıyorum ama size verebileceğim 2 tavsiye var, basit ve öz; 1. umursamaz ol 2. kendi kurallarına göre yaşa. Okuldakileri de salla, asıl geri zekalı olanlar onlardır, karı kızdan , futboldan başka bir şey bilmeyen, madde bağımlısı erkekler; erkek muhabbeti yapan abazan kızlar, kezbanlarla doludur büyük ihtimalle. Üniversiteye gidince düzelirsin, yeni çevre / yeni ortam olunca işler düzelir. Ayrıca yaşın getirdiği olgunlukta olacaktırumuyorum. Sadece o 2 yılda kendini hazırlamaya bak, değiş. Geçen sene daha da kötüydü, sınıfta 2 kız vardıATL bilişim bölümün deyim Çocuğun teki kıza belli etmeden tecavüz ediyordu ve aynı şekilde erkeklere de tecavüz ediyor du. Şikayet edecektim ama baktım sınıf onu çok seviyor, bişey yapmadım. Zaten sınıfta kaldı. Daha 3x3 ü bilmiyor. Daha kötü şeyler de oldu da bura da anlatamam yani yüksek ihtimal banlanırım. Bu sene 9 a göre daha iyiydi ama insan hep daha iyisini istiyor. Aslında bütün gerçekleri yüzlerine vurabilirim, çok fena ezebilirim ama yapmıyorum/ yapamıyorum, arkadaş kazanmak istiyorum, kaybetmek değil. FoxiDogi Lisede iyi biri olmak ezilen biri olmakla eşit o yüzden ne yaparlarsa karşılığını vermen gerek. Gerekse sözlü gerekse fiziksel olarak. Arkadaş kazanmak istediğiniz hâlde arkadaşınızın olmamasının sebebi açık. Siz onların gözünde ezik / asosyal biri olarak yer edindiğiniz için sizinle kimse arkadaş olmak istemez, normalherkesi kast etmiyorum, aralarından bir iki insan çıkabilir. Son 2 yıl ortama uyum sağla, zamanını geçir derim. Hiçbir şey için çabalamasosyal ortam için konuşuyorum, lisede arkadaş edinmek fayda sağlamaz. Sen normal yaşantına devam et. Eminim biri sen otururken yanına gelip tanışmak ister. O kişi de büyük ihtimal seni ortama sokar. Hocam öncelikle selamün anda 16 yaşındayım ve uzun bir süredir 6 yıl önce entry sini açtığın sorunu şu an yaşadıklarımı aynı yaşlarındayken 2 kişinin daha %100 aynısını yaşamış olması beni bir hayli şaşırttı ve biraz da mutlu yılın ardından bu durum değişti mi,değişmesi için neler yaptın onu sormak istedim. quoteOrijinalden alıntı DaltomXHocam öncelikle selamün anda 16 yaşındayım ve uzun bir süredir 6 yıl önce entry sini açtığın sorunu şu an yaşadıklarımı aynı yaşlarındayken 2 kişinin daha %100 aynısını yaşamış olması beni bir hayli şaşırttı ve biraz da mutlu yılın ardından bu durum değişti mi,değişmesi için neler yaptın onu sormak akran zorbalığı yaşıyorsun değerli dostum, üzerine bir de aileden psikolojik şiddet ekleniyorsa malesef bu yaşadığın zor durum ortaya çıkıyor. Bu yaşadığın durum senin sorunun değil. Gerizekâlı da değilsin. Aksine, sana böyle hissettirenler gerkzelâlı. Madem konuyu hortlatmışlar, şuan ki düşüncelerini alalım. konu hortlatılmış Konuyu okumadım ama az çok hatırladığım kadarıyla neler yazdığımı tahmin edebiliyorum. Şu anda mobil bir oyun firmasına 1 yıldır yazılımcı olarak çalışıyorum ilk işim aynı zamanda. Gerizekalı falan da değilim sende değilsindir emin ol O dönem çevremde tek tip insan vardı ve genelde kendini beğenmiş üste çıkmaya çalışan tiplerdi onlar, e haliyle de kendimi anormal hissediyordum. Şu anda da belli başlı sorunlarım var mesela baskı altında çalışırken zorlanıyorum, planlamayı düzgün yapamıyorum veya iletişim de zorlanıyorum insanlara lafımı geçiremiyorum hayır demeye çekiniyorum gibi gibi, ama bunun yanında iyi yanlarım da var mesela bir şeyi başarma konusunda inatçıyımdır, alttan almaya çalışırım, çözüm odaklı ilerlerim. Çok takma kafana, kendi kafana göre birilerini bulursun elbet Eğer birisi sana gerizekalı olduğunu söylüyorsa muhtemelen seni kıskanıyor veya çekemiyordur, eğer gerçekten gerizekalı olsan seninle muhattap bile olmazdı. Ama sen gene de alçakgönüllü ol Sayfaya Git Sayfa Merhaba arkadaşlar, Bir senedir çıktığım bir kız sürekli ayda 3 yada 5 kere görüşüriken şimdi üniversitelere ayrılışlarımız yüzünden o başka bir ile bende başka bir ile okumaya yandan'da maddi sıkıntımdışarıda okuyorumAileme çok yük olduğumu boşuna okuyorum gibi gün bugündür kendimi hiç iyi hissetmiyor,arada bir sevgilimden uzak oldugum için ondan sogumaya başlıyor,sonrasında tekrardan içime bir ürperti giriyor ve onu ne kadar çok sevdiğimi tekrardan bu aralar kendimi hiç ama hiç iyi hissetmiyorum hayattan kopma noktasına kadar geldim her gün ölsemde artık bu hayattan kurtulsam diye dualar ediyorum,İntihara kalkışmaya çalışıyorum fakat korkuyorum, ve biliyorum'da yüce rabbimiz Allah buyuruyorki, " “İmanı olan, intiharı düşünmez. İntihar, bir kurtuluş değil, sonsuz acı azapların başlangıcıdır. İntihar etmek, başkasını öldürmekten daha büyük günahtır.” Yine yüce rabbimiz Allah buyuruyor ki ” Ben kullarıma taşıyamayacakları yükü yüklemem.” Allah Teala insana hayatı ile ilgili bir tasarruf yetkisi vermemiştir. Kendi canına kıyan kimse, Allah’ın kendisine vermedigi bir yetkiyi kullandığı için azabı haketmiş olur. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor “Her kim bir dağdan yüksek bir yerden kendisini aşağıya atıp intihar ederse, Cehennem ateşinde sonsuz ve devamlı olarak kendisini yüksekte, aşağıya bırakan bir halde azap olunur. “ " yani diğer dünya'da yaşantımdan daha çok acı çekeceğimi değinmek istedğim konu ,artık hayattan hiç ama hiç zevk alamıyorum ne yapsam ne etsem sonucu hep ters gidiyor,bir düzene düzenim can Arkadaşları çagırıp biyerlere gidip konuşarak,eğlenerek kafa dağıtmaya çalışıyorum fakat eve geldiğimde yine eskisi gibi oluyorum bu içimdeki sıkıntı hiç bitmiyor hep alacak biryerde gidemiyorum, bile sanki kendimi hiç iyi hissetmiyeceğimi altıma artık yaşadığım hayatın boş olduğunu,hayattan hiç zevk alamıyacağım hissini kazımış ne yapsam ne etsem hiç birşey kafamda birşeyler gelip gidiyor,anlıcağınız düşüncelerim karman artık kendimi çok yanlız hissediyorum... = bu konu hakkında bana yardımlarınız neler olabilir tavsiyeleriniz vs.. ' Şimdiden yardımcı olacak tüm kardeşlerimden Allah razı olsun. Allah yar ve yardımcınız olsun inşallah.. Nedir Bu haliniz.? Anlıyamıyorum.. Bende sizin gibiyim. Hepimiz mutsuz olduğumuzdan bu mutsuzluk?Sebebi ney? Sebep belli kendimiz. Hep kendimize sınır endişeliyiz. Endişe tüm sorun bu..Evet kesinlikle.. Bilinçaltımıza öyle bir yerleşmişki bu endişeler kendimizi kaybetmişiz. Endişe nedir?Bir hiç.. Biz bir hiçten mi korkuyoruz?Sorunumuz bir hiçmi? Endişe bizi alıp altına alır.. Bir zaman sonra kendimizi hep küçük insanlarla eşit olmadığımızı korkarız. Bir hiç bunları bize kadar komik..Bizi zavallının teki yapıyor. Hep aptalca düşünmemizi çok yok ve en önemlisi mutsuzum. Bunların nedeni hep bilinçaltımıza giren en önemli aşama endişeler bize son darbeyi vurur. Tanrıdan Tanrının olmadığını inandırır herkes eşit olsa bana yardım ederdi.. Tanrı vardır,Tanrı hep kabullenmemiz bakın her şey ne kadar şeyi ne güzel görebiliyorsunuz ve şey ne kadar güzel bunların hepsi kendiliğindenmi oldu? Yoksa her şeye gücü yeten ve her zaman bizimle olan bir varlıkmı daha mantıklı? Bunca zaman hep endişelerle geçti elimize?Mesela yarını düşünüp ya başıma kötü bir şey gelirse?Ya okulda veya işte çok kötü bir olay başıma gelirse.. Evet şimdiye kadar çok şey sevgilinizden ayrıldınız,belki paranızı kaybettiniz,belki de şunu unutmayın hayatta verdiğimiz şeyi geri alırız.. Yarın okulda,otobüste,sokakta insanlara bakın ne kadar bir şeyler kadar zavallılar..Çaresizler. Hiç birimiz kendimizi en vazgeçilmez ve en yüce varlığı biziz. Eğer değişmek istiyorsak biliçaltımızı temizleyeceğiz. Kendimize koyduğumuz kuralları yıkacağız. KENDİMİZE KOYDUĞUMUZ KURALLAR BİZİ KENDİNE KURALLARIN ESİRİ OLUP MUTSUZ OLURUZ.

kendimi ölecekmiş gibi hissediyorum ne yapmalıyım